Zonguldak'ta yaşanan bir kaza, bir ailenin hayatını kökünden sarsarken, mahkeme tarafından verilen karar ise acıyı daha da derinleştirdi. Kaza, geçtiğimiz yaz bir genç adamın hayatını kaybetmesine yol açtı. Aile, kazada hayatını kaybeden evladının anısına adaletin yerini bulmasını bekliyordu. Ancak, alınan karar beklenmedik bir şekilde aileyi hayal kırıklığına uğrattı. Acılı aile, “Kanadımız kırıldı” diyerek adalet arayışının devam edeceğini vurguladı.
Geçen yaz Zonguldak’ta gerçekleşen kaza, bir yolcu otobüsünün, bir genç adamın kullandığı motorlu bisiklete çarpmasıyla meydana geldi. Olayın hemen ardından hastaneye kaldırılan genç, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Aile, bu kaybın ardında derin bir yas tutarken, olayın aydınlatılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını bekliyordu. Kazanın ardından başlatılan soruşturmada, kimlikler ve olayın seyri hakkında birçok bilgi toplandı. Ancak, mahkeme süreci aile için daha da zor bir hale geldi.
Mahkeme, kaza ile ilgili yapılan duruşmada, otobüs şoförüne sadece basit bir ceza vermekle yetindi. Bu karar, ailenin adalet arayışını sarsar nitelikte oldu. “Oğlumu geri getirmeyecek bir karar. Bizim için bu karar, sanki evladımızın hayatının hiçbir önemi yokmuşçasına. Kanadımız kırıldı, adalet istiyoruz” diyen acılı aile, karara büyük bir tepki gösterdi. Lise yıllarını geride bırakan, hayalleri olan bir gencin, ne yazık ki zamansız bir şekilde hayatından koparılmasıyla oluşan büyük acı, aile bireylerinin yaşamını olumsuz yönde etkiledi.
Aile, mahkemenin verdiği karar üzerine adalet arayışlarını sürdürme kararı aldı. “Kaza bir cinayet gibi, çünkü evladımızı sırf dikkatsizlik yüzünden kaybettik. Bu yüzden, kimseye ceza verilmemesi bizim için büyük bir haksızlık. Sonuçta, evladımızı geri getiremeyecekler ama en azından sorumlu olan kişilerin adalet önünde hesap vermesini istiyoruz” diyorlar. Aile, həm yerel hem de ulusal düzeyde konuyu gündeme getirerek, kazanın mağduru olan gençler için bir farkındalık yaratmaya çalışacaklarını belirtti. Yaşanan trajedi, sadece ailenin değil, toplumsal bir yara haline de geldi. Bu tür kazaların önlenmesi adına alınacak önlemlerin, toplum sağlığı adına önemli olduğu üzerinde duruyorlar.
Bu tür yolların trafik güvenliği açısından gözden geçirilmesi, eğitim programlarının güçlendirilmesi ve araç kullananların daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen aile, yasal süreçlere dair neleri yapabileceklerini de araştırmaya kararlı olduklarını ifade ettiler. Kazanın ardında bırakılmış bir boşluk ile aile, hem acılarını hem de yaşadıkları hayal kırıklığını bir nebze olsun hafifletebilmek adına tüm gücünü toplayarak mücadele etmek istiyor. Bu süreçte kendilerine destek olan sosyal hizmet kuruluşları, avukatlar ve toplum bireyleri, acılı ailenin yanındalar. Ölen gencin resminin yer aldığı pankartlarla sokakları dolduran destekçileri, adalet arayışının yalnız olmadığını gösteriyor.
Sonuç olarak, Zonguldak’ta meydana gelen bu kaza ve sonrasındaki mahkeme kararı, yalnızca bir ailenin değil, bir toplumun da adalet arayışını yeniden gündeme getirdi. Hayatını kaybeden gencin anısına sahip çıkan aile, bu mücadelede yalnız olmadıklarını biliyor ve bir gün adaletin yerini bulacağı umuduyla ileriye doğru bakıyorlar. Toplum olarak yaşanan kazaların önüne geçebilmek adına, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği düşünüldüğünde, bu olay sadece bir bireyin değil, tüm toplumun sorununa dönüşmüş oluyor. Aile, “Bu yalnızca bizim hikayemiz değil; değişim için bir adım atma zamanıdır” diyerek, adalet arayışlarını sürdürmeye kararlı olduklarını belirtiyorlar.